Demir çelik sektöründe ‘karbon’ kaygısı
İZMİR (İGFA) – 2026 yılında başlayacak olan ve Avrupa’nın ithal ettiği eserlerin karbon emisyonlarına göre vergilendirilmesini öngören Sınır Karbon Vergisi Mekanizması hayata geçirildi.
Son 10 yılda şubede yaşanan kapasite fazlası sorunu, ABD 232. Bölüm ile başlayan ticaret savaşı ve Avrupa Birliği’nin (AB) korumacı önlemleriyle boğuşan demir çelik şubesi bu kez de… AB’nin Yeşil Anlaşma kapsamında getirdiği Karbon Düzenleme Mekanizması ile yeni bir korumacılık dalgası. yüzleşmek.
Ege Demirli ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği’nin düzenlediği webinarda Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Yardımcısı Lider ve Ege Demirli ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği İcra Kurulu Başkanı Yalçın Ertan, Ticaret Bakanlığı Ülkelerarası Anlaşmalar ve Avrupa Birliği Genel Müdürlük Genel Müdür Yardımcısı Bahar Güçlü ve Türk Çelik Üreticileri Birliği Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan, Sınırlarda Karbon Düzenleme Sistemini ve Demir-Demir Dışı Metal Kesimine Etkilerini anlattılar.
Ege Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği İcra Kurulu Başkanı Yalçın Ertan, “Türkiye’de Çelik ve Demir-Demir Dışı Metaller segmenti olarak 2022 yılında %2,4 artışla toplam 35,4 milyar dolara ulaşıldı. Bir önceki yıla göre fiyat bazında. ihraç ettik. Şubemiz, 2022 yılında Türkiye genelindeki ihracattan %5 pay alarak Türkiye ekonomisinin lokomotif şubelerinden biri haline gelmiştir. Ege Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği olarak ihracat büyümemizi hızlandırarak 2,6 milyar dolar gelir elde ettik. Dolar dövizi bir önceki yıla göre artışla ülkemize girdi. 2023 yılının ilk 5 ayında maalesef çelik ile demirli ve demirsiz metaller ihracatında ve çelik branşındaki kapasite kullanım oranlarında düşüş yaşandı ve bu durum halen devam ediyor.” söz konusu.
Başkan Ertan, çelik sektörünün küresel bir sektör olduğunu ve bu nedenle sadece ülke dinamiklerinden değil tüm fiyat zincirindeki değişimlerden etkilendiğini vurguladı. ABD ve AB ülkelerinde yüksek enflasyon oranları, küresel piyasalardaki durgunluk, ABD ve Avrupa Birliği’ndeki faiz artışlarının inşaat sektörü üzerindeki baskısı, inşaat sektöründeki yavaşlamaya ek olarak küresel tüketimdeki düşüş ve Çin’de ihracat, iç piyasada elektrik fiyatları AB ve Uzak Doğu’ya göre. Ülkemizde enflasyon oranının yüksek olması nedeniyle döviz kuru politikalarına ek olarak ülkemizdeki yüksek enflasyon nedeniyle asgari fiyatın artması, işçilik maliyetlerinin artması, şok nedeniyle can ve mal kaybı yaşanması emtia fiyatlarındaki düşüş, düşen kapasite kullanım oranları ve döviz kurlarının enflasyona paralel artmaması. ithalat daha cazip hale gelir; 2023 yılının Ocak-Mayıs döneminde ihracatta aşağı yönlü etki yarattı. Ümidimiz bu sarmaldan çıkıp daha sağlıklı bir üretim ve ihracat sürecine girmek olsa da bu durum en azından küresel faiz artışlarının sonuna kadar bir süre daha devam edecek gibi görünüyor.”